Büyük Kaleci - Kova Kaleci
Kaleci yalnız adamdır. Kalecilik zordur. Maç içinde onlarca top kurtarırsınız, bir tane hata yaparsınız sizden kötüsü olmaz. Futboldaki mevkilerin en edebisidir.
Peter Handke`nin "Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi" adlı romanını herkes bilir...
Filozof-yazar Albert Camus da bir kalecidir mesela. "Ben ahlâk ve yükümlülük üzerine bildiklerimi futbola borçluyum" diyerek kaleciliği bir anlamda kutsamıştır.
Futbolda sadece büyük golcüler, maestrolar hatırlanmaz. Futbolseverlerin beyinlerine kazınmış "büyük kaleciler" de vardır. Lev Yasin, Sepp Maier, Dino Zoff da Pele, Beckenbauer, Cruyff, Maradona, Platini gibi futbol tarihine geçmişlerdir.
Ancak genelde kötü golcüler, kötü orta saha oyuncuları pek hatırlanmazken, kötü kaleciler hafızalardan silinmez. Futbolseverler "büyük kaleciler" yanında, "kova kaleciler" de her daim hatırlanır. Bunların başında bir dönem bizde de oynayan Yaşar gelir. Adıyla sanıyla Yaşar Duran deyin pek kimse hatırlamaz ama, "kova Yaşar" dediğinizde yaşı da müsait olanların yüzünde hemen bir gülümseme belirir.
Şu an bizim kalemizde Volkan Demirel var. 2002-2003 sezonunda Kartalspor`dan transfer etmişiz. Fenerbahçe`deki ilk resmi maçına, 26 Nisan 2003`de Fenerbahçe - Samsunspor karşılaşmasıyla çıkmış. 27 Ekim 1981`de Fatih`te doğmuş. Yani artık 27 yaşında, kaleciliğinin olgunlaşma döneminde.
Acaba öyle mi?
Volkan için eski teknik direktörümüz Daum, "Onu kalede görünce dehşete kapılıyorum" demişti. Hepimiz kızmıştık genç bir futbolcu için söylediklerine. Şimdi düşünüyorum da ne kadar öngörülü bir hocaymış Daum... Şu an milyonlarca Fenerbahçelinin yaşadığı dehşeti ta o zamanlar görmüş, hissetmiş.
Bir çok maç ve en önemlisi avucumuzdaki bir şampiyonluğu kaybettik biz Volkan`la... Yaşadığımız dehşetin sebebi, bize yıllardır yaşattığı kabus dolu maçlardır. Geri pasları ıskalaması, stoperlerin tepesine binip yediği gollerle şampiyonlukları rakiplere hediye etmesi. Takımın, Avrupa maçlarında durup dururken yediği gollerle hemen her maça 1-0, 2-0 geride başlaması.
Volkan`ın kötü kaleciliğinin yanında başka bir sevimsizliği de, kendisine tepki gösteren taraftarlara dayılanması. 100 yılımızda Antalyaspor maçından sonra taraftarlara küfür etmesinden sonra kızağa çekilmişti. Akıllandığını sanmıştık.
Ancak kalede yaptığı hatalardan ders almayıp, sürekli aynı hataları tekrarlaması gibi, taraftara olan davranışlarında da bir değişiklik yok. Dünkü Porto maçından sonra el-kol hareketleriyle taraftara yine dayılanmış hazret...
Bence Volkan da bir "kova kaleci" ancak, yıllar sonra onu "Kova Yaşar" gibi gülümseyerek değil, yüzümüzü ekşiterek anacağız galiba. Çünkü bir sporcu da olması gereken bazı özellikler maalesef eksik Volkan`da...
Yönetimin, artık büyük paralar ödeyerek santrafor almak yerine, büyük paralar harcayarak gerçek bir kaleci almasının zamanı geldi. Çünkü bizim forvette değil tek başına Guiza, Van Nistelrooy, Thierry Henry, Drogba hep beraber oynasalar, Volkan`ın yediği golleri çıkaramazlar.
"Fenerbahçe kalesinde Türk kaleci oynar" ilkesinin yıkılması belki acı olacak ama yıllardır yaşadığımız bu "dehşete" dur demenin vakti geldi artık...
Bülent Gündüz